29 Mart 2009 Pazar

YILDIRAY CINAR'IN HAYATI

































1940 yılında 4 çocuklu Çınar ailesinin en küçük çocuğu olarak Samsun’da dünyaya gelir. Annesi Ayşe Hanımı 2 yaşında kaybeder. Aklı erene kadar O’na ablası Hikmet Hanım annelik yapar. 62 yıl sonra hasta halinde yanında “Anneabla” dediği “Hacı Hikmet Hanım“ vardır. 9 yaşında saz çalmaya başlar. İlk konserini ilkokul 5. sınıfta verir. Sanat Enstitüsünde ilk sazını yapar. Ve Samsun’da askere gidene kadar Çiftlik caddesindeki baba evinin altında açmış olduğu dükkanda her yaştan bay ve bayanlara; mandolin, gitar, keman, bağlama dersleri verir. Askerliğini bir an evvel aradan çıkarmak için yaşını 3 yaş büyütür. Askerliğini bahriye olarak yapar.

Askerlik döneminde (Sanatçı Erkut Taçkın’ın babası) Tuğamiral Namık Taçkın Paşa, Yıldıray Çınar’ı yakından izler. Dönemin Başbakanı Adnan Menderes, İngiltere’deki uçak kazasından sağ kurtulması ile yolculuklarını artık deniz yolu ile yapma kararı alır. Adnan Menderes ve beraberindeki heyet bir seferinde Franko’nun davetlisi olarak İspanya’ya gitmektedir. Başbakan Adnan Menderes bu davete “Giresun ve Gemlik” adlı muhriplerle çıkmaya karar verir. Bu ekiplere moral olsun diye Yıldıray Çınar’a saz çalıp türkü okuması görevi verilir. Türkiye’nin en hüzünlü Başbakan’ı Menderes Yıldıray Çınar’a “Nerelisin?” diye sorar. O’da “Samsunluyum sayın Başbakan’ım” der, Menderes’in “o zaman bize Samsun’dan bir türkü oku bakalım” demesi üzerine Yıldıray Çınar, Menderes’in huzurunda ilk kez “Çarşambayı Sel Aldı”yı okur. Türkü çok beğenilir. Mükafat izni olarak Ankara Radyosu’nun sınavlarına izinli gönderilir.

Radyo sınavlarında kendi bestesi olan “Yare Pazen Seçemedim” adlı türküsünü kendi yaptığı sazı ile Muzaffer Sarısözen’in anonsundan sonra okuyarak hem sazı hem de sesi ile 1 Mayıs 1962’de Ankara Radyosu’nu kazanır. Artık hayalleri gerçekleşmeye başlamıştır. İlk sahneye çıkışı Güney Park Gazinosu’nda olur. Aynı yıl yurt içinde yurt dışında turneleri başlar. İlk gece ki gibi son sahne gecesinde de assolist olarak sahneye çıkar.

Yıldıray Çınar’ın kendi yorumu ile daha da güzel olan “Çarşambayı Sel Aldı” türküsü artık onunla bütünleşmiş gibidir. Bu türküye 1970’te memleketi Samsun ve Çarşamba’da film çeker ve gişe rekorları kırar. Altın Plak ödülü kazanır. Bu başarısından dolayı Plak firması O’nu Chevrolet marka araba ile ödüllendirir. Toplam 12 altın plak, 54 filme imza atmıştır. Bu filmlerde; Hülya Darcan, Esen Püsküllü, Arzu Okay, Sezer Güvenirgil, Suna Yıldızoğlu, Meral Zeren, Fatma Belgen, Aysun Güven, Canan Pervel, Filiz Ersürer, Seyyal Taner, Bedia Akartürk gibi artistlerle oynamıştır.

Yıldıray Çınar sanat hayatı boyunca bir çok ilke imza atmıştır.

İlk tv programına 1966’da çıkar. İlk kez THM’nin otantik kalıplarını bozmadan batı sazları eşliğinde 45’lik stereo plağı okudu. İlk plağını 1964’te söz ve bestesi kendine ait “Mavilim, Mavişelim” adlı eseridir. 1965’te “Aman Dünya Ne Dar İmiş” ilk filmidir. 1976’da “Söyleyin Anama Ağlamasın” filminde ilk ezan okuyan sanatçı oldu. 1969’da Kıbrıs’a gönüllü olarak gitti. Burada Türk askerlerine moral konseri verdi. Bu suretle kendisine Mücahitlik ünvanı verildi. 1999’da kendisine “Devlet Sanatçısı” ünvanı verilir. Türkiye Radyoları Sanatçılığ’ından “Hoca” kimliği ile emekli olur. İstanbul’da uzun süre danışmanlık ve hocalık yapar.

Yeni neslin “babamın ya da annemin çok sevdiği sanatçı…” diyerek tanıdığı, türkü dinlenilen her mekanda dillere destan olan o türküleri Yıldıray Çınar yorumundan dinleyip de unutan olmamıştır. O yanık sesi, eşsiz yorumu ve Allah vergisi yeteneğini 9 yaşından başlayarak tam 58 sanat yılında tüm sevenlerine yaşatmıştır.

Yaşamının son 20 yılında her ne kadar radyo-tv kanallarından, medyadan uzak kalmaya çalışsa da sevenleri onu hep zirvedeki yıllarda olduğu gibi kendi dünyalarında gönüllerinin, kalplerinin zirvesinde yaşatmışlardır. Çünkü türkülere onun bıraktığı yerden hiç kimsenin O’nun sesi, yorumu ile başlayamamıştır.

1960 ve 1985 yılları arasında doğan birçok çocuğun adı Yıldıray’dır. Şuanda da İstanbul’da 2 caddeye, Samsun’da 1 caddeye de ismi verilirken Metin Erten’in “Dayı, sağlıklı günlerinde İstanbul’da ve dünyanın her yerinde yaşadın. Bu rahatsızlığında (ALS) aklımız hep sende, sana artık yanımızda daha iyi ve sağlıklı bakabilmek istiyoruz” diyerek dayısı Yıldıray Çınar’ı Atatürk şehri Samsun’a getirir. O artık yıkılmaz koca bir Çınar’dır. Tüm sevenlerinin kalbinde, gönlünde ve hafızalarında…

Yıldıray Çınar’ı; sağlam duruşundan , karakterinden, kişiliğinden, ilkelerinden, ödün verdirebilecek para birikimi henüz icat edilmemiştir.

(ALINTIDIR)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler